28 Ekim 2009 Çarşamba

30



Birkaç gün önce doğumgünümdü.Artık 3lü rakamlara başladım.100 yıl bir asır demek ise dünya için,insan için her on yıl bir asırdır.Yeni bir çağa başladım.Sanırım olgunluğa yakınlık çağı.35 ten sonrası için olgunluk çağı diyebilirim.
29 yıl birşeyler öğrendim hayattan,tecrübe denilen hayat pratiğiyle kişilik rotamı oluşturdum.Bundan sonraki tavırlarımı,bundan önceki pratiklerim belirleyecek.

İlk 20 yıl su gibi geçti.Ne olduğunu tam anlayamadan,sürekli şunu yapsam bunu da yapayım diyerek geçti.
25 ten sonrası daha yavaş akmaya başladı,acılar daha acıtmaya başladı.Sevinçler ise çok kıymetli olmaya başlamıştı.

İnsan zamanın ne kadar hızlı geçtiğini en iyi kendinden küçüklerin o küçücük çocukların boyunu geçtiğini görünce anlıyor.Ne zaman büyüdüler bu kadar? Herşeyin hormonlusu olduğu gibi çocuklarında mı hormonlusu oluyordu yoksa.Yoksa gerçekten zaman göz açıp kapama hızında mı ilerliyordu?

Zamanla ilgili en güzel sözlerden birini Teoman yazmıştır."Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken,yıllar hayatlar geçiyor"


Yeni bir çağın ilk günlerini yaşarken,öğrendiklerimle daha temkinli davranıyorum hayata karşı.Peki neymiş bana öğretilenler?

Sadece kendime sakladığım sırlarım olmalıymış mutlaka.Çünkü herkesin varmış,herkes mutlaka kendine birşeyler saklıyormuş.Kimseye bütün sırlarını dökecek kadar güvenmeyecekmişsin,bunu güvensizlikten değil de kendine ait birşeylerin kalsın diye yapmalıymışsın.

Biraz politik olmaktan kime ne zarar gelir? İlla ki her denilene he demek gerekmez,genelde hiçbirşey dememek lazımmış.Bırak o anlatsın,içini döksün.Sen hayırlısı olsun,sen bilirsin gibi yuvarlak, suya sabuna dokunmayan laflar söylemeliymişsin.Böylelikle aynı fikirde olmayınca onunla tartışmaz,uyumlu,dinleyen,tarafsız arkadaş olursun.Nasıl olsa insanlar senin lafınla hareket etmezler değil mi,o zaman neden gereksiz yere tartışıp uyumsuz damgası yiyesin ki.

Ailen dışında kimseyi çok fazla benimsememek lazımmış.Zira dengeler çabuk değişiyor,bugün en iyi dostumsun dediğin yarın başka birinin dostu olabiliyor.Ne kadar az insan önemsersen o kadar az üzülürsün.Çünkü insanı en çok üzenlerden biri de en iyi dostu oluyor.Zaten çok dostunda olmamalı.Onlar sana dostum mu diyor sen de onayla ama kalbinde dost yeri açma herkese,bazıları sabun köpüğü gibi oluyor.
Önemsemezsen kırılmazsın da değil mi? Canları isteyince mi seni arıyorlar,bırak arasınlar.Kimseye küsüpte yalnız kalma.Gez toz eğlen onlarla,ama dertlerini derdin benimseme.Bırak anlatsınlar,dinle ve unut.

İşyerinde profesyonel olmak lazımmış.Kimseyle samimi olmamak (istisnalar hariç) ama küste olmamak lazımmış.Zira iş yapıyoruz,her an ona işimiz düşebilir,zor da kalmak istemeyiz değil mi? Ne kadar az özel hayat bilgisi o kadar iyi iş bilgisi olur bunu sakın unutma.

Hiçbir konuda fanatik olmamalıymışım.Hayat,siyah ve beyazdan oluşmuyor,kaskatı değil oldukça esnekmiş Usulca fikrimi söyleyip,gergin havadan kaçmalıymışım.Varsın karşımdaki düşünceme karşı çıksın,usulca susmalıymışım,fikrimin fanatiği olsam ne olur ki açlık mı biter savaşlar mı? Onlar bitmez ama ben gergin havadan nasibimi almamış olurum.Eve gittiğim de sinir küpü olmak yerine kitabımı açmış okuyor olurum.

Her konuda fikrim olmasa da olurmuş.Hatta fikrim olsa bile bunu herzaman dile getirmesem de olurmuş.Çünkü bazen çok bilmiş olmak iyi olmuyormuş.Bırak bazı bildiklerin sende kalsın,sana yük olmaz ki içindekiler.Zaten kişi bilmek istiyorsa bileni bulur mutlaka.

Her insanın ayrı haritası varmış,pusulanı doğru yöne çevirirsen herkesle anlaşabilirmişsin.Kimi eğlenceyi sever,kimi öğrenmeyi,kimi eleştiri ister,kimi onaylanmak.Dozunu iyi ayarlarsan herkesle bir noktaya kadar anlaşabilirmişsin.Noktanın sonrası dostluktur,eğer dostun değilse sabun köpüğü muhabbetten daha kolay ne olabilir ki sen söyle.

22 Ekim 2009 Perşembe

Yalan söyleyemem,kendimi kandıramamam.Özlüyorum seni bazen.Kışlık battaniyemizin altında seni arıyorum.Bazen kendimi battaniyeye sen gibi sarılırken buluyorum.Ansızın aklıma düşüveriyorsun.Yanımdayken ayırdına varamadığım parfümün kokusunu bir başkasında aldığımda bu onun kokusuydı diyorum.Sevmek birçok şeyi göze almaktır diyor şarkı.Sevmek yetmiyor diye karşılık veriyorum bende.Sevmek sadece başlatır,içinde huzur olmayan sevginin sonu anlık nefretler ve sondur.En sondayız sevgilim,öyle bir son ki hakimin karşısında bitmesini istiyorum deyince aramızdaki son bağda kopmuş olacak.




13 Ekim 2009 Salı



Git dedin,gittim
Ağladın dön dedin,döndüm.
Benim istediğim gibi ol dedin,yapamadım.
Gittim boynumu bükerek
Olsun yine gel dedin,geldim.
İstemiyorum git dedin,gittim.
Dön dedin,döndüm
Döndüm ama her seferinde parçam eksildi
Git dedin,bir daha dönmemek üzere gittim.
Dön dedin,artık duymadım seni.