23 Temmuz 2015 Perşembe

Offf Pufff

Wollf'un tüm beni otobüste, arabada okumayın benim yazdıklarım yolculuk için değildir serzenişlerini göz ardı ederek yine bir Virginia Woollf romanına daha otobüste başladım. Dışa Yolculuk.

Şimdiye kadar romanları sıralamayla okumadım. Elime ne gelirse, ilk hangisini duyduysam onu okudum. Sırayla okumanın faydaları vardır elbet, hatta mümkün olsa Kutadgu Bilig'ten başlayarak günümüze kadar sırayla okumak isterim. Tabii ömrüm yeterse :)  Neyse Virginia'nın yeri ayrıdır bende. Hep bir hüzün aynı zamanda vakar vardır. Bakalım bu romanında beni nerelere götürecek ?  Mrs. Dalloway'de var satırlarında bu romanın.

Şu an bu yazıları sıkıntıdan ölmek üzereyken yazıyorum. 13 sene çalıştığım işten mali kriz nedeniyle çıkarıldım ve kendimi başka yerde buldum. Ama burada o kadar çok sıkılıyorum ki sıkıntıdan ölen ilk insan olabilirim. Hay bin kunduz bir türlü de adama eyvallah diyemedim. Ha bugün ha yarın derken 2 ay oldu. Her pazartesi söyleyeceğim diye geliyorum ama olmuyor. Ama salı günü son artık, söy-le-ye-ce-ğim. Konuşacak kimse yok burada, neredeyse hayali arkadaş edinip konuşacağım. Zaten kendi kendine söylenmeye meyilli bir insanım bu işi iyice ileri götürmekten korkar oldum.

Blogumla ilgili bir sıkıntımı da paylaşmak istiyorum. Sabahattin Ali'nin İki Gözüm Ayşe kitabını yazmıştım buraya. Kitabın baskısı yok ve ne kadar okumak isteyen varsa o yazıya kitabı bana yollayın, okumam lazım diye yorumlar yazıyor. İlk yazan kişiye dayanamamış kitabı vermiştim, ve hiç tanımadığım biriydi. Buluştuk, tanıştık çok tatlı üniversite öğrencisi bir kızdı. Verirken bak aslında bu bir emanet kitap değil sana insanlığa olan güvenimi emanet ediyorum demiştim. Eğer geri vermezsen kimseye güvenmeyeceğim bir daha demiştim. Sağolsun geri verdi :) Ama herkese veremem değil mi ? Bende artık yorumları siliyorum hatta yazıyı da silmek istiyorum ama kitaptan notlar yazmıştım, kıyamıyorum. İnşallah yayın evi bir an önce basar bu kitabı.