28 Nisan 2013 Pazar

Onur Akın, sevdiğim bir sanatçıdır ama bir süredir kendini tekrar ettiğini düşündüğüm için takip etmiyorum. Bu albümde tadına doyulmaz şarkıları var ve anladım ki Onur Akın şarkılarını en iyi Onur Akın söylüyor. Rahmetli Müslüm Gürses'inde Asi ve Mavi'yi söylediği albüm Onur Akın sevenler için güzel bir albüm ama ben yine de kendisinden dinlemeyi tercih edenlerdenim.

Dinlemek isteyenler için ; Onur_Akin_25._Sanat_Yili

16 Nisan 2013 Salı

Çekip gitmen bir süre sonra sorun olmaktan çıkıyorda, hiçbir açıklamaya layık görülmemek işte budur koyan insana. Budur onuruma yediremediğim şey. Gitmeyi kafasına koyana kal demek bir şeye yaramaz, denmezde elbet ama işi bitince sırtını dönüp uyuyan adamın yarattığı onursuzluktan nasıl kurtulunur? Bu mudur insanın insana layık gördüğü davranış. Sevgi emek ister Türk filminden fırlayıp dilimize yapışmız bir cümledir evet ama emek verdiğimiz bir sevginin ayrılığı hiç mi emek istemez. Emekle oluşturduğumuz duygular, verdiğimiz özveriler böylesine umarsızca, bir çırpıda silinip gidebilir mi? İnsanın insana yaptığı eziyettir böylesi ancak. Kendini kurtarma uğruna karşısındakini bir kalemde silmek, oysa ki karşıdakinin o kalemden haberi bile yoktur. Bu bencilliken öte nedir ki ? Kendimizi korumak uğruna karşı tarafı ezip geçtiğimiz bir hayatta mutluluğumuz ne kadar masumdur ?

7 Nisan 2013 Pazar

Oyun, Samuel Beckett

Murphy, Beckett'in okuduğum tek romanı. Farklı, anlaması güç, oldukça öznel bir roman olduğunu düşünüyorum. Deneysel bir roman olmalı ve normal edebiyat okuyucusu için yazılmamış olabilir. Ya da bazı romanlar gibi profesyonel okuyuculuk gerektiriyor. Neticede benim için gizemini koruyan bir roman.

Genelde gitmeyi düşündüğüm oyunlara kim ne demiş neyi anlatıyor diye kısaca bakarım. Bu sefer bunu atlamışım ama oyunun broşüründe Samuel Beckett adını görünce sıra dışı bir oyun izleyeceğimi biliyordum. Oyunun adı oyun. 15 oyuncuyu 15 pencerede düşünün. Karanlık bir ortam önce kafalar gözüküyor. Sonra konuşmalar, biri susuyor diğeri başlıyor. Anlatması oldukça zor fakat şunu söyleyebilirim, bence müthiş bir performans gerektiriyor. Zamanlama oyunun kilit noktası zira oyunculardaki veya ışıktaki küçücük bir aksama bile ritmi bozar. Oyun, bir tiyatrodan ziyade sahne performansı gibi yani gittiğinizde klasik bir oyun beklemeyin. Bu nedenle 40-50 dakika civarı süren kısa bir performans. İlginç bir sahne gösterisi izlemek isteyenler için tavsiye ederim.

5 Nisan 2013 Cuma

   Yazmayalı baya zaman oldu sanırım. Anladım ki keyfim yerindeyken daha doğrusu hayatımda yaptıklarımı, gezdiklerimi anlatabileceğim biri varsa buraya yazmıyorum. Geçen gün yalnızlıkla ilgili güzel bir şey okudum. Yalnızlık; size kapıyı açan birinin olması değil sevdiğiniz, öğrendiğiniz bir şeyi paylaşacak biri olmamasıdır. Evet ne büyük ihtiyaç çoğumuz için paylaşacak birinin olması. Ortak noktalarımız olan arkadaşlarımız olabilir ama aynı şey için aynı heyecanı duyabileceğimiz birisi olması zor ihtimal. Bu ihtimal gerçekleştiğinde ve hele ki bu insana karşı içimizde aşk varsa işte bu mucize gibi bir şey oluyor. Gördüğünüz, dinlediğiniz, sevdiğiniz her şeyi ama her şeyi onunla paylaşmak istiyorsunuz. Uzaklarda da olsa  gönderilen kahve fotoğrafıyla o masada sizinle yanıbaşınızda oturuyor oluyor. Uzatsan elini tutacak gibi.

Ve sonra... ve sonra mesafelerin zor olduğu gerçeği ortaya çıkıyor, masada yalnız kalıyorum. Ve bloga geri dönüş.

Bu aralarda kitap okumaya tam gaz devam ediyorum. Mrs.Dalloway, Gülüşün Ve Unutuşun Kitabı, Hayvanlar Çiftliği, İçimizdeki Şeytan, Tutunamayanlar... Şu an Otuzların Kadınını okuyorum. Tavsiye ederim, iyi geliyor.