23 Aralık 2011 Cuma

Aşk Üzerine, Alain de Botton

Aslında yazarın Felsefenin Tesellisi adlı kitabını alacaktım ama indirimde bu kitabını görünce dayanamadım aldım.

Yazar bir aşkı ta en başından alıp en sonuna götürerek aşkın evrelerini bazen mizahi,bazen felsefi,bazen de gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Okurken kendinizden izler bulup tebessüm etmemeniz olası değil.

Aşk iki kişi arasında oldukça özel ve özneldir tabii ki ve herkesin aşkı kendine özeldir. Her insanda farklı bakış açıları,farklı davranışlar,duygular yaşayacağımız kadar da benzersizdir. Ama bir o kadar da aynıdır zira kitap bu aynılıklar üzerine yazılmış.

İlk tanıştığımızda hemen kendimizle ilgili benzerlikler bulmak isteriz ve mutlaka buluruz.
Karşılaşmamızdaki mucizeleri ortaya çıkarırız.
O ruh ikizimizdir,cümlelerimizi tamamlar,bizi bizden iyi tanır.
O her şeyimiz olmuştur,diğerlerinden çok farklıdır.
Aşkın doruklarındayızdır,her an onu düşünür onsuz bir hayat düşünemeyiz
Zamanla kötü taraflarını fark etmeye başlarız,acaba doğru insan o mu diye düşünmeye başlamışızdır artık
Bir süre sonra ne yapsa batmaya başlar,bir bardak suda fırtınalar kopmaya başlar
Bu sırada daha az sevmeye başlamışızdır,onun gözleri de eskisi gibi bakmamaya başlamıştır.
Kendimizi bir kenara bırakıp onu ve sevgisini sorgulamaya başlarız,neden eskisi gibi bakmıyor ?
Sorular,sorgulamalar,izlemeler,varsayımlar...
Ve bir gün nihai son...
Hayır onsuz yapamam,o benim her şeyimdi. Bu dünya'ya onsuz katlanamam ki ! O iyi biri ben onu hak etmiyorum.
Ben daha iyilerini hak ediyorum,kendi kaybetti deriz ve içten içe kendimizi soğutmaya başlarız. Belki acımız hafifler biraz.
Kötü özelliklerini aklımıza getirir,hakkında kötü şeyler düşünür ve iyice katılaştırırız kalbimizi.
Bir daha kimseyi sevmeyeceğim,güvenmeyeceğim dönemi de güzel bir çift gözü farkedince biter gider..
Ve en baştan başlar her şey...

Aşkı ve evrelerini daha iyi görmek için okunması gereken güzel bir kitap. Tavsiye ederim.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Son reklam trendi

Artık televizyon programlarının,dizilerin reklamlar için yapıldığına eminim. Yoksa herkes emindi de ben mi geç kaldım :) Bazen saflığım tutuyor işte.

Uzun süren reklamlara,yemek masasında cola şişesine,dizinin hüzünlü bölümünde bilboardda ki Uno ekmek reklamına alıştıkta,reklam için dizi de bölüm yapılmasına son zamanlarda tanık oldum. Oyunculardan birinin üstüne sözde kazara birşey dökülüyor ve hop karşımızda dizinin kostüm sorumlusu abla, sen nereden çıktı bu çay da nasıl döküldü diye düşünürken bir bakmışız dizinin içinde reklam izlemişiz. Tamam diziler, programlar beynimizi uyuşturup kafamızı karıştırıp devlet meselelerinden uzaklaşalım diye yapılıyor ama bu kadar da saf yerine koymayın bizi !

19 Aralık 2011 Pazartesi

2012'de 12 dilek

Sanırım bu sene benimde yeni yıla pek giresim yok. Hani bir reklam var ya istemiyorum yeni yıla girmek istemiyorum diyor adam. Ben o kadarını söylemesem de her yıl içimde olan herşey güzel olacak enerjisi ya da kandırmacası bu yıl yok bende. Ama ne yapalım başa gelen çekilirmiş,el mahkum gireceğim ve payıma düşenleri yaşayacağım. Umarım bu sene güzel şeyler gelir başıma. Gelelim mim konusuna üç ünsüz içinde iki ünlü beni mimleniş. 2012'den istediğim 12 dilek. 12 tane çok gibi geldi ama şansımı bir deneyeceğim.Belki de düşündüğümden fazla istekliyimdir bu sene için.
Birkaç arkadaşımdan çift sayıların insana iyi geldiğini duydum,kimbilir belki de gerçekten iyi gelir ;)

* Herşeyden önce her işin başı sağlık deyip ilk olarak sağlık,huzur,mutluluk istiyorum. Zira içinde huzur olmayan bir aşk bile çok kolay nefrete dönebiliyor. Varın gerisini siz düşünün.

** Küçük,sıcak,mümkünse ahşap bir ev istiyorum. Bir odası kitaplar,cdler,dergilerle dolu olmalı. Ağırlıklı beyaz olmalı ve mor küçük yastıkları,mor süsleri olmalı. İçine girdiğimde ferahlık hissetmeliyim.

***Ve içinde güzel filmler izleyebileceğim,omzunda ağlayabileceğim,kahkalarımızla komşuları rahatsız edebileceğimiz bir adam olmalı. Dışardan bakıldığında gayet sıradan,sürprizsiz gözüküp sürprizleri bana saklı olan bir adam...

**** Bol bol gezmek istiyorum bu sene. Öncelikle Karadeniz'i gezmek istiyorum. Sırtımda çanta, ver elini güzel yerler,görülmemiş güzellikler demek istiyorum.

***** Yeni arkadaşlar istiyorum. Yeni ortamlar,yeni insanlar,yeni hayatlar görmek tanımak istiyorum.

****** İnsanları daha fazla sevebilmeyi istiyorum. Yaptıkları tutarsızlıklara,dedikodulara,kötülüklere rağmen onları sevebilmek ya da kötülüklerini içimde saklı tutarak onlarla konuşabilmek istiyorum.Daha sevecen olabilmeyi istiyorum.

******Güzel sürprizler istiyorum.


Bu kadar :)

16 Aralık 2011 Cuma

              Kendi bahçesinde dal olamayanın biri 
                              Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor !!!!
                                                           (Özdemir Asaf)


11 Aralık 2011 Pazar

Kimseyi değiştiremezsin hayatta.
Ve kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an, yaşamını çöpe attın demektir.
İstemediğin sürece, hiçbir şey için ödün vermeyeceksin.
Çünkü gün gelir, verecek hiçbir şeyin kalmaz.

Her şeyi sen istediğin için yapacaksın, başkası senden istediği için değil.
Ve sen, sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar da mutlu olacaktır.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.

Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil.
Herkesin gidebileceği bir yol vardır.
Sen yeter ki, yanında yer almayı bil.
Ne sen kimse için mecburi istikametsin, ne de bir başkası senin için…

Seninle gelmek isteyenleri yanına al.
Belki beraber daha çok şey katabilirsiniz bu hayata.
Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.
Hayat rahat ve anlayışlı insanlarla
Ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel…

Ve unutma; aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir…
  

Bukowski

Yakında postalanacaklar :)

8 Aralık 2011 Perşembe

Nasıl yaşamalı ?

Hiçbirşeyle varlığının artmayacağını
Ve eksikliğiyle azalmayacağını bilerek
Gelene ve gidene aldırış etmeden
Fakat elinde bulunana şükrederek
Olanın ve olmayanın endişesini duymadan
Ama her olanda bir hayır olduğunu bilerek
Hareket ve sükûna muhtaç olmadan
Yalnız ve ancak "var olmanın" tadını duyarak
Ve o tadı mevcûdâta duyurarak
Pür zevk
Pür neşe ve şevk
Yaşayacaksın...

Arzu Eylül Yalçınkaya

2 Aralık 2011 Cuma

Kirpinin Zarafeti, Muriel Barbery

"Hayatın belki de bu olduğunu söylüyorum. Fazlasıyla umutsuzluk. Ama aynı zamanda, güzel bir iki an."

Kirpinin Zarafeti , son sayfasında bu can alıcı cümleler yazıyor. Benim düsturum olan bir söz de "Mutluluk bir varış değil,yolculuktur" der. Hep mutlu,hep güzel bir hayat olamaz. Her anını keyfile yaşadığımız bir hayat ütopyadan öteye gidemez sanırım. Ancak mutlu anlar,mutlu zaman dilimleri vardır. Birçoğumuz hayatımızın hep mutlu geçmesini bekler bu durumun zıttı karşısında depresyona girer,melankolik takılır,arabeske bağlarız. Oysaki hayatı iyisiyle kötüsüyle kabul etmeliyiz. Başımıza gelen şeyleri olgunlukla karşılayıp,dersler çıkarmaya çalışırsak daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Kendi hayatıma baktığımda başıma gelen kötü şeylerden öyle dersler çıkarmışım ki bunları yaşamasam asla alayamayacağım dersler. Tabi insan bunları sıcağı sıcağına anlayamıyor,biraz zaman geçip yatışınca,sakin kafayla daha net görebiliyor gözyaşlarının ardındaki gerçekleri.
Zaman herşeyin ilacıdır her ne kadar sıradan bir laf gibi dilimize pelesenk olduysa da aslında içinde kocaman bir gerçeği barındıran,yaşanmışlık barındıran bir nasihattır. İnsanın anayasasının başına ekleyeceği ilk cümle olmalıdır, zaman herşeyin ilacıdır.

Gelelim kitabımıza,çok fazla şey yazmak istemiyorum. Eminim birçok kişi çoktan okumuştur kitabı. Güzel,akıcı,zaman zaman fazla felsefi gelse de gayet akıcı bir dile sahip. Hatta komik bile..Romanın iki kadın karakteri de zeki,entellektüel olmalarının yanında esprililerde. Biraz kendimi buldum desem yalan olmaz biraz da keşke böyle bir arkadaşım olsaydı dedim. Sonuç olarak pişman olmayacağınız,kütüphanenizde olması gereken bir roman.

Not: D&R'da %25 indirimli...