27 Eylül 2012 Perşembe

Sabah yıldızı, Sabahattin Ali

Sabahattin Ali'yi çok geç farkettim. Kürk Mantolu Madonna bir çok kişi gibi ilk okuduğum kitabıydı. Sonrasında İçimizdeki Şeytanı okudum. Hakkında bir çok şey okudum. Ve belgeselinin yapıldığını duyunca üstelik sadece bir salonda gösterildiğini öğrenince gitmem farz oldu. Koskoca İstanbul'da sadece bir sinemanın bir salonunda kısa bir süre gösteriliyor. Bildiğim kadarıyla da bugün vizyondan kalkıyor. Sırf bunun için bile gidip izlenmeli diyorum. Böyle yapımlara destek olmak boynumuzun borcudur.

Belgesele gelirsek; daha iyi olabilirmiş.Madem sinema salonunda gösteriliyor biraz daha sinematografik olabilirdi. Sadece bu belgeselden Sabahattin Ali'yi tanıyacak olanlar için yazar, içindeki çocuğu muhafaza etmiş, zııpır, hayatın dramına gülerek bakan bir profil çiziyor. Zira bendede bu duyguları uyandırdı ve bu adam içimizdeki şeytan gibi bir romanı nasıl yazabilmiş dedim. Belkide demagoji yapmaktan çekinmiştir yönetmen ama böyle olunca da eksik kalmış bence Sabahattin Ali'yi tanıtma konusunda. Çektiği acılar daha vurucu bir şekilde anlatılabilirdi zira bunlar gerçek acılardır abartmaya bile gerek yoktur. En dramatik bölüm yazarın ölümünün, öldürülüşünün anlatıldığı yerdir. Mezarının ordan oraya taşınması ve tıpkı gerçek katilleri gibi mezarının da halen bilinememesi. Bu ülkede diye sonlandırmak istemiyorum çünkü her ülkede var böyle şeyler, her ülkede vatanını,ülkesini seven bunların çıkarlarını kendi çıkarları üstünde tutan güzel, kıymetli insanlar bir şekilde ortadan kaldırılıyor...

Sabahattin Ali şiirlerinden bestelenen bir kaç şarkı

Sabahattin Ali şarkıları

21 Eylül 2012 Cuma

Kör Baykuş, Sadık Hidayet

 İran edebiyatından okuduğum ilk yazar oldu Sadık Hidayet. Nette biraz araştırdığınızda Kör Baykuş'un ne kadar sevilip, okunduğunu görebilirsiniz. Bu yorumlar beni etkiledi mi ? Elbette etkiledi. Oldukça ince, bir çırpıda biter hissi veren bir novella Kör Baykuş.

İlk sayfalarda anlamakta zorlandım açıkcası, sonrasında biraz araştırma yapıp acaba ne anlatmak istemiş diye baktığımda biraz daha kafama oturdu, anlaşılır oldu. Ama yetmedi diyebilirim. Ve sorgulamaya başladım. Acaba bir kitap araştırma gerektirmeden okuyucu için anlaşılır olsa daha iyi olmaz mı ? Elbette kolayca aksın gitsin, basit konular anlatılsın demiyorum ama bazen öyle öznel ve simgesel yazılıyor ki yazarın hayat hikayesini, ülkesinin durumunu bilmeden yazılanları anlamak mümkün olmuyor. Kör Baykuş'ta  hala anlamadığım simgeler var. Mesela kahpe kadın neyi simgeliyor ? Nereye çeksen oraya gider bir durumu var simgeli anlatımların. Yazarın o anki psikolojik durumunu bilebilsek daha kolay olurdu anlaşılması.

Novella olarak beni en çok etkileyenlerinden birkaçı Satranç ve Yabancı'dır. Onlarda da simgesel bir anlatım var fakat okuyucuyla bağ kurabildiklerini düşünüyorum. Etkileyeci ve oldukça çarpıcılar.

Sonuç olarak Kör baykuş'u da okuyunuz, her kitap bir insanı ve bir ülkeyi tanımaktır çünkü.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Kadına bakış

Devletimizin kadına bakışı ortada maalesef, tecavüze uğrayanlar ve tecavüz edenler arasında mantığa akla vicdana tamamen ters olan yaptırımlar uygulanıyor. Kim mağdur vicdanen belli iken verilen kararlar, söylenen sözler iç sızlatıyor. Bugün öğrendim ki devletimizin bakış açısı şirkettede tamamen uygulanmakta. Aklın yolu birdir gibi güzide bir sözümüz varken böylesine akıl dışı hareketler dehşete düşürüyor insanı.

Çalışan bir kadın düşünün, erkek çalışanın sözlü tacizine maruz kalıyor hem de bir kaç defa !!! Etrafındakiler ise hiç müdahele etmiyor ne de olsa kavgaya meraklı bir toplumuz. Bize eğlence çıksın yeter !!! Kadın bu terbiyesizce davranış karşısında kendisine hakim olamayarak elindeki tuttuğu bıçağı adama doğru ayağını denk al minvalinde sallıyor. Ve adam şikayetçi oluyor, tutulan tutanak şu şekilde : Muhabbet ediyorduk birden bıçağı üstüme doğru salladı !!! ve bu tutanak kadına - İmzalamazsan bu yazıyı evine göndeririz diyerek zorla imzalattırılıyor. Kadın imzalamasında ne yapsın, evine giden yazıyı kocası,abisi okur ve varın gerisini siz düşünün.

Düşman içimizde derler ya bu da böyle bir şey işte.