26 Mayıs 2009 Salı

çok sevilmek...


mustafa bulut..son zamanlarda genç kızların,kadınların yeni gözdesi.keşke benide bu kadar seven biri olsa diyor hepsi.ama gözardı edilen birşey var,mustafa onu sevmeyen birini hastalık derecesinde seviyor.iki kişi birbirini hastalık derecesinde sevse hiç problem olmaz ama biri sevmiyor ise o zaman sorun başlıyor.ya da biri hastalık derecesinde sevip diğeri daha normal ölçülerde seviyorsada sorun çıkıyor.

günümüzde kadınlar sevgiye fazlasıyla muhtaçlar.karşıdaki erkek kıskanç,kısıtlayıcı,kuşkucu bile olsa bazı kadınlar bu sevgiden hoşnutlar.seviyor ki böyle davranıyor diye düşünüyorlar.günümüzde kadınlar artık baya yol almış durumdalar.annelerinin boyunu yolunu aşmışlar.güçlü yada güçlü görünen kadınlar hergeçen gün artmakta.kültürlü,bilgili,sosyal çevresi olan,kendine güvenen,ekonomik bağımsızlığı olan kadınlar gittikçe artmakta.ama kadın ne yaparsa yapsın kadınsı duygularında arınamıyor galiba.arınmamasıda lazım tabiki.iki cinsi birbirinden ayıran farklardan biride kadınların duygusal,naif olmaları.kadın ne kadar güçlü hissederse hissetsin erkeğin koruyup kollamasına ihtiyacı vardır.her kadın küçük bir kız çocuğudur .günümüzde koruyup kollayan,kendini kollarına güvenle bırakabileceğin erkek sayısı azaldığı için kadınlarda mustafa bulutlara hayran kalıyor,keşke bende öyle sevilsem diyorlar.
kadınlar ne kadar güçleniyorsa,erkeklerde o kadar zayıflıyor artık.kadın nasıl olsa başının çaresine bakıyor diye düşünen erkek,kendini daha fazla düşünmeye başlıyor,sorumluluktan kaçmaya başlıyor.
eskiden kadın olmak zordu,kadın çalışmıyordu,kendine güvenmiyordu,istemediği bir evliliği ömür boyu sürdürüyordu.artık kadınlar daha güçlü,istemediklerini daha az yapıyorlar ama kadın olmak hala çok zor.belki eskisinden bile daha zor.kadın olmak;çalışan olmak,evli olmak,anne olmak,ev kadını olmak,cilveli olmak,hanımefendi olmak tüm bunları olmak demek.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

en iyisi bilmemek


hergün yeni birşey daha öğrenip karamsarlığa boğuluyorum.ne kadar az şey biliyorum,keşke hiçbirşey bilmesem.ne kadar az bilgi o kadar çok mutluluk.

medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar,peki ya teknoloji dediğin nedir?teknoloji kontrol edilemez bir biçimde hayatımıza dahil oldu dahil oluyor.dünya küçük bir köy oldu çoktan.değerlerimizi,kültürümüzü çoktan yitirdik.
eskiden sadece ünlülerde,uçta yaşayan insanlarda gördüklerimiz şimdi sıradan insanların hayatında yaşanıyor.eskiden bizim için tüm kötülükler amerikan dizilerinde olurdu,hepsini hem ayıplar hem izlerdik.sonra yavaş yavaş bizim ünlülerimize sıçradı,hem ayıpladık hem izledik.sonra bizim dizilerimizde senaryo oldu hepsi,sonra bir baktık dizilerimizi yaşıyoruz.sıradan insanlardık ve amerikan dizilerini yaşıyorduk.
teknoloji gelişti artık evimizde internet vardı.dünyanın kapıları açılmıştı,zaman zaman yasaklamalar kısıtlamalar oldu ama bizi durduramadı.ihanetler başladı.ihanet erkeğe özgü değil ama ben erkeği masaya yatırmak istiyorum.

eskiden dergilerde gördükleri açık saçık kadınlar şimdi bilgisayarlarında geziniyor.klavyelerinden sözler dökülüyor onlara.bazen sözde yetmiyor ve eyleme geçiliyor.

porno sitelere poz vermekten hoşlanan kadınlar ve bu sitelere para ödeyip bu kadınlara bakan,hatta iletişime geçen erkekler var.koca olan,baba olan erkekler var.

kontrol edilemez durumdayız artık.en iyisi hiç bilmemek,bilmezsen araştırıp üzülmezsinde.


18 Mayıs 2009 Pazartesi

dost...


bana en iyi dost yine benim.kim anlar beni benden daha iyi.kim sarar yaralarımı benden başka.kim her istediğimde yanımdadır.kim gezer benimle kim konuşur benimle.bir ben var benim gibi.
hep sımsıkı bir dostum olsun istemişimdir.kapılarımı sonuna kadar açayım,en gizlimi bile anlatabileyim.zaman zaman buldum sandım ama hep sonunda yanıldım.hepsinin başka dostları oldu.ya kötü bir dosttum ya da dostluk diye birşey yoktu.hiç sakınmadım kendimi,saklamadım hiçbirşeyimi.ama hep sakladılar benden,hep gizemli kadın olmayı seçtiler.oysaki hepimiz son derece sıradandık,bu kadar gizem komedisine ne gerek vardı.belkide hayatımız bomboştu ve çocukça gizemlerle doldurmaya çalışıyorduk çalıştılar.ben hep açtım kapılarımı,hep kalbim ağzımdaydı.bağırdım kızdım sevdim kucakladım değer verdim küstüm kırıldım.ama hep kartlarımı açık oynadım.derdini dert bildim,en basit sorusuna bile cevap aradım.ama anladım ki dost yok.sadece hayatına zaman zaman girip çıkan insanlar var.zaman zaman samimi olduğun insanlar var.anladım ki derdini çok açmayacaksın,içinde çözmeye çalışacaksın.
yalnız kalmayacak kadar yakın,derdini açmayacak kadar uzak olacaksın.

bir derdim vardı,arkadaşlarım,dost bildiklerim vardı.
dinlediler derdimi, 3 gün 5 gün.
derdim dert olalı ay oldu,dostlarım yok oldu.