16 Eylül 2010 Perşembe

Murakami ve Dostlar

Sabah çok güzel bir sürprizle karşılaştım.Uzun zamandır hediye almadığıma mı üzüleyim,kıymetli bir arkadaşımın bana yaptığı sürprize mi sevineyim bilemedim.İyimser davranıp sevinmeyi seçiyorum.Ama hüznümde bende saklı kalıyor.

Haruki Murakami; Bu yazarın varlığından sevgili Zeren sayesinde haberim oldu.Roman okumayan biriydim ama Murakami fikrimi değiştirdi. İmkansızın şarkısını bir çırpıda okudum.Sırada diğer kitapları vardı.

Bugün yapacağım Gap turunu fırsat bilerek arkadaşımdan bana kitap almasını istedim,benim hazırlıklardan dolayı zamanım yoktu.Asıl istediğim kitabı Zemberek kuşunun güncesiydi fakat 33 tl olan fiyatını görünce hemen yana kırıp Yaban koyununun izindeyi almasını istedim.

Ve sabah uykudan uyanınca bir de ne göreyim.Sınırın güneyinde,güneşin batışında beni bekliyor ve yanında  pembe pembe hediye paketi var.Hemen açtım ve Zemberek kuşunun güncesi ve yaban koyununun izinde bana göz kırpıyor ;)  Ve küçük bir paket daha, buzdolabı mıknatısı ; arkadaşlıkla ilgili çok güzel bir yazı.
Ne mutlu oldum anlatamam size.İnsan ummadığı anda sürprizlerle karşılaşınca etkisi daha büyük oluyor.

Bazen arkadaşlarımdan yana çok dertli oluyorum ama bazılarının hakkını yememeliyim.Benim mutluluğumu önemseyen birileri var,ne mutlu bana...

15 Eylül 2010 Çarşamba

Biz Nereye....

Bıktım bu yarışlardan,kapışmalardan.

İlerleyen teknoloji,popüler kültür,imkanların sınırsızlığı,kolaylık,rahatlık.Bunlar günümüz dünyasının nimetleri.Ama rahatlığının yanında da farkında olabildiğimiz,olamadığımız yan etkileri var.En basiti facebook.İnşallah en kısa zamanda kapatırlar :) Sabah kendimi birden hırsıma kurban giderken buldum.Gözümü kazanma hırsı bürümüştü,en iyi ben olmalıydım.O oyunda diğerinin önüne geçmeliydim.Nasıl olur da beni geçerdi.
Bahsettiğim facebooktaki oyunlardan biri.İlk başta keyifli geliyor insana,zaman öldürmek için birebir.Ama bir yandan da diğer arkadaşlarının puanlarını görüyorsun.Alt sıralamalarda olmak istemiyorsun.Her gün girip oynuyorsun.Derken 2.sıraya yerleştim ,gözümü 1.ye diktim.Ama bu oyun daha da bağımlı yapmak için galiba sürekli yeni oyuncular bulmanı istiyor.Kabul etmeyenler olduğu için yeterli sayıya ulaşamadım.ama içim rahattı ne de olsa 2.ydim.Ama sabah baktım ki 3.olmuşum.Hımm nasıl olur da o beni geçerdi.Yemedim içmedim oyuncu arayışına girdim.Hızımı alamadım sahte profiller oluşturmaya başladım.Sonra vazgeçtim.Bu ne hırs dedim.Alt tarafı zaman öldürücü bir oyun.

Bu ve bunun gibi bir sürü kötü özellik giriyor hayatımıza.Sürekli açık veya gizli yarış içindeyiz.En güzel olayım,en iyi ,en akıllı olayım,en çok benim arkadaşım olsun.

Bir adım gerisinde durmaya çalışsam da zaman zaman tam ortasında buluyorum kendimi bu girdabın.

Bir örnekte eleştirel olmak,farkında mısınız.Artık daha çok eleştirel olduk.Neden? Çünkü tv de genelde programlar eleştiri üzerine.En güzel örmek yemekteyiz programı.Çatur çutur bütün yemekler (nimetler) eleştiriliyor.Biz de izleye izleye annemizin bir zamanlar tadından yemeye doyamadığımız yemeklerini ufak ufak eleştirmeye başlıyoruz.Misafir olduğumuzda ev sahibini eleştiriyoruz.Moda programlarından sonra arkadaşlarımızın,hatta sokakta gördüğümüz hiç tanımadığımız insanların kıyafetlerini eleştriyoruz.
Çünkü eleştirmek en kolayı,en zevklisi.Hayatında bir tencere yemek pişirmemiş birinin yemek eleştirmesi ne rahattır değil mi?

İşin özü; artık herşeyimiz var,herşey parmaklarımızın ucunda ama her seçim bir diğerini kaybediştir.Rahatlığı,özgürlüğü seçtik seçtirildik ama ruhumuzu,sevgimizi,saygımızı kaybetme noktasına geldik.

Yaşasın en sonuncu olmak,başarısız olmak,kötü güyünmek,kötü yemek yapmak,hırslarından sıyrılmak.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Gap Turu

Kısmetse cuma akşamı gap için yola çıkıyoruz.Binbir zahmetle ayarladık bu turu inşallah emeklerimize değer.

3 Eylül 2010 Cuma

Engelleri Aşalım

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi engelliler için çok güzel ve kolay bir yardım kampanyası başlatmış.Kim derdi ki plastik kapakların topluma bir faydası dokunacak.Boyu,rengi hiç önemli değil toplayabildiğimiz kadar plastik kapak toplayıp 0 216 570 50 99 Alo Çevre Hattını arıyoruz,kapakları teslim alıyorlar.250 kg kapakla 1 tekerlekli sandalye alınabiliyormuş.Bir kişinin bu kadar toplaması imkansız tabii ama damlaya damlaya göl olur.Aslında lokantaların bu konuda çok yararı olabilir.Su şişelerinde oldukça fazla kapak çıkıyordur.Umarım bu proje bir şekilde onlara ulaşır ve yardımları dokunur.
Keşke işyerim böyle konulara duyarlı olsada hep beraber bir hayrımız dokunda.Ama maalesef oldukça duyarsız insanlarla çalışıyorum.Öyle ki bir ara tv de bir program izlemiştim,adamcağızın biri kullanılmış kağıtları gelip topluyor ve onları satıp kurduğu hastanede hastaları tedavi ediyordu.Bende iletişime geçip bir kaç tane atık kağıt kutusu getirtmiştim.Ne oldu dersiniz? Kağıt yerine çöp attılar kutulara,bir süre sonra da görüntüyü bozuyor diye kaldırdılar.

Umarım duyarlı insanlarla bu proje amacına ulaşır.
Bilgi için ege üniversitesi

Açıkhavada tiyatro

Şehir tiyatrolarının Cemil Topuzlu'daki oyunlarının bilet satışları 1 Eylül'de başlamış.Ben de hemen İstanbul Efendisi'ne rezervasyon yaptırdım.Google araştırmalarına göre eğlenceli,keyifli bir müzikalmış.Gidip göreceğim bakalım ne kadar iyiymiş :))

Bilet fiyatları 5,5 tl ile 8 tl arasında.Tiyatronun en güzel tarafı da fiyatlarının makul olması.Yaz için güzel bir seçenek tavsiye ederim.

Detaylı bilgi için; İbb

2 Eylül 2010 Perşembe

Konak,Galata

Galata kulesini yakından hiç görmemiştim.Meğerse ne devasa bir yapıymış,oldukça uzun ve geniş.İçine girmek henüz kısmet olmadı ama yakındır.Gittikçe yakınlaşıyorum ona.Otobüsle geçerken görürdüm,şimdi ise dibinden gördüm :) Yakındada balkonundan eşsiz İstanbul manzarasını izlerim.

Galata kulesinin etrafında çok güzel mekanlar var.Bu yerlerden birisi de Galata Konak Cafe.Terasından tüm İstanbul gözlerinizin önündedir efendim.Bir yanınızda Galata kulesi,karşınızda Haliç manzarası.Akşam manzarasını varın düşünün artık.

Manzara karşısında iftar yapmanın tadıda ayrı oluyor.Açlığınızı manzarayla unutuyorsunuz neredeyse.Gidip görülmesi gereken bir yer.Fiyatları biraz pahalı ama manzarayı hesaba katarsak arada bir gidilebilecek bir yer.Tavsiye ederim.

konak cafe

1 Eylül 2010 Çarşamba

Sonbahar

Yaşasın sonbahar geliyor.En sevdiğim mevsim,doğduğum mevsim.Gel git ruhumun kaynağı mevsim.
Biliyorum daha erken ama bugün yağmuru görünce sonbaharın kokusunu aldım,hoşuma gitti.Evet dondum,az sıcak olsaydı dedim mi evet dedim ama sonbahar her haliyle güzeldir.Bazen sıcak,bazen soğuktur ama ne dondurur ne de nemden yapış yapış yapar.En romantik mevsimdir.Sizin sevgiliyi tutan eliniz sonbaharda terledi mi hiç? Terlemez,sıkı sıkı yapışır.Üşüyen kollarınız onun saran kollarıyla ısınır.Yaz öyle midir hiç,kendi sıcaklığından boğulurken insan bir sıcaklık daha istemez.

Sonbahar, mevsimim benim.Hüzünlerim,mutluluklarım,ağrı kesicim.Tiyatro,sinema,kitap,atkı,bere,kapşon mevsimim.

Hee bu arada sevgili mevsimim tamam yüzünü gösterdin ama birden bastırma lütfen.Ben daha Gap turuna gideceğim.Sürekli yağmur yağar hava soğuk olursa tadı çıkmaz be! Sen biraz es ama deli deli esme şimdilik.