12 Haziran 2012 Salı

Red Kit (Lucky Luke)

Yapı Kredi Kültür Merkezin'de 17 Haziran'a kadar Red Kit sergisi var. Gittik gördük, fotoğraf çektik. Red Kit hakkında bilgilendik. Bir çırpıda gezilebilen eğlenceli bir sergi. Çocuklara ve içindeki çocuğu özenle muhafaza eden büyüklere tavsiye ediyorum,gidin görün.

Red Kit çizimleri, çizeri Morris ve yazarı Goscinny hakkında bilgiler bulunuyor.Tabii ki Red kit kasabası kurmayı da unutmamışlar. İsterseniz Dalton'lardan biri olup bu anı ölümsüzleştirebilirsiniz zira biz öyle yaptık.


Aslında adı Lucky Luke olan kahramanımızın neden Türkiye'de Red Kit olduğunu da öğrenebilirsiniz. Atı Jolly Joker'de bizim için artık Düldül'dü. Düldül, Hz.Ali'nin Güneydoğu'da aştığı bir dağın adı olmasının yanında at veya eski otomobil anlamlarına da geliyormuş.





11 Haziran 2012 Pazartesi

A dostlar ben üzgünüm bu aralar. Çoktandır aklımda olan ama konduramadığım acı gerçekle dün yüzleştim maalesef. Kitaplarım, canım kıymetlilerim çöpü boylamış.Kocaman bir kitaplık hayaliyle özenle okuyup,koruduğum kitaplarım hain bir tadilat sebebiyle İstanbul'un bilinmeyen bir çöplüğüne gitmiş.Çoktandır çatıdadır bir ara bakarız diye oyalanıp durmuşum meğerse, ta ki dün -Yeter artık, görmek istiyorum kitaplarımı diyene kadar. Gittim ama göremedim.Ben oturur bir güzel ağlardım ama ağlamadım. İçim acıdı, canım sıkıldı. Ne yapalım hepsini yeniden alacağım. Kimse kitaplık hayallerimi bozamaz, hain oyunlar beni yıldıramaz.

Denk olmasa da başka bir kayıp daha yaşadım. Aman da ne güzel yaz geldi deyip kendimi mağazalara attım, bir iki güzel şey alıp, ellerimde poşetler sallana sallana otobüse bindim. Eve gelip yeni cicilerimi gösteriyordum ki o da ne!!! bir poşetim yok evet yok anladım ki otobüste unutmuşum. Hemen aradım,sordum fakat yok. E kim bırakır yeni alınmış giysileri. Onlar içinde bir bardak su içtim tabii.

Can sıkıntımı Marquez'in geçireceğini umut ederek Yüzyıllık Yalnızlı'ğa verdim kendimi. Bakalım neler olacak....

5 Haziran 2012 Salı

Yazma haveslisi, düşüncelerini, duygularını yazıyla anlatma sevdalısı, yaşama uğraşı yazarlık olan birinin duyguları ne kadar ciddiye alınır ?

Yaşamın içinde herkesin farkedemeyeceği anları keskin hisleri ve gözleriyle farkedip bir roman havasında yaşayan, anlatan biri için her kadın, her olay onu zenginleştiren onun edebi yaşantısına renk katan bir ayrıntı değil midir ? Bununla beslenen birinin duygularına güvenilebilinir  mi ? O, herkesin göremediği ayrıntıları görme peşindedir. Sorun bunu herkeste, her şeyde görme hevesidir. Zira onu güvenilmez yapan da bu herkeste görme isteği değil midir ?