27 Mart 2012 Salı

Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk



İlk okuyacağım Orhan Pamuk kitabı dediğimde -aaa çok ayıp dedi arkadaşım.
Elif Şafak gibi Orhan Pamuk'a karşı da ön yargılıydım.Ama şu an bütün Orhan Pamuk kitaplarını okumak istiyorum. Pamuk bana karanlık,sıkıcı,aydın bunalımları yazarmış gibi geliyordu hep.Bir kitabını okuyup genelleme yapmak çok yanlış tabii zira yazar, Benim Adım Kırmızı için en iyimser kitabım demiş. Bir yazarı tanımaya en iyimser kitabından başlamakta diğer kitaplarından birkaçını okumayı garanti ediyor.

Benim Adım Kırmızı,Osmanlı zamanında geçiyor. Nakkaşlığın,nakkaşların ekseninde doğu batı, eski yeni, usta çırak ilişkilerini aşk ve cinayetle iç içe işliyor. Bazıları kitabı yarım bıraktığını söylesede benim için bir çırpıda okunan bir kitap oldu.İçinde küçük,güzel hikayeler barındıran, bir çok şey öğrenilebilecek güzel bir roman.
İşlenen bir cinayetin katili bulma çabası gibi görünse de romanı okurken katilin kim olduğuyla pek ilgilenmiyorsunuz, bu da bence yazarın tam da istediği şey. Cinayetin peşinden giderken polisiye romanı gibi gelse de tarihin içine,nakkaşların dünyasına girince kaybolup gidiyorsunuz. Ama sonunda katilin kim olduğunu da öğreniyorsunuz.

Romanın eleştirdiğim tarafı ise oğlancılığın üstünde fazla durulması. Sanki çok yaygınmış,ustalığın yolu diğer ustanın yatağından geçermiş gibi bir izlenim verilmiş. Bir de erotik,cinsel içerik biraz fazla.Kıvamında kullanılınca romana zenginlik veren cinsellik bu romanda gereksiz fazlalıkla ve açıklıkla verilmiş diye düşünüyorum. Bazı bölümlerde fazlaca uzatılmış,sıkabiliyor.


Sonuç olarak okunması gereken,güzel bir roman.




19 Mart 2012 Pazartesi

Galata Kulesi

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul, baktım da etrafındaki betonlar boynumu büktü,büyüyü bozdu. Seni daha iyi görebilmek için Hezarfen'in kanat takıp uçtuğu, Vedat'ın kanatsız uçmaya çalıştığı Galata Kulesi'nden baktım sana da içim acıdı.

Etrafın taş olmuş,virane olmuş.Ama bir tarafın hala şükürler olsun ki apaydınlık,masmavi,ışıl ışıl. Sende gün batımını izlemeli,uzun güzel düşüncelere dalıp gitmeli,kederlenmeli,hüzünlenmeli ama bir taraftan da heyecanlanmalı,içimi sevinç kaplamalı.

Galata Kulesi'nin tarihi hikayesi bilindik.Bizans imparatoru tarafından fener kulesi olarak yaptırılmış. Cenevizliler onarmış,taşa çevirmişler. Türkler onarmışlar rasathane olarak kullanılmış ve günümüze kadar gelmiş. Hezarfen kanat takıp buradan Üsküdar'a kadar uçmuş.İnsan tepeden süzülen martılara bakınca Hezarfen olmak istiyor ve aklı almıyor nasıl aşıp denizi uçmuş ta Üsküdar'a.Hezarfene bu olaydan sonra saray sahip çıkıp destek olsada bir süre sonra tehlikeli bulunup sürülmüş. Allah bilir kafasında neler vardı daha :)

Bir de Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu Vedat'ın hikayesini taşır kule. Vedat deyince aklıma Halit Ziya Uşaklıgil'in oğlu Halil Vedad gelir. İntiharla sonuçlanan acı yaşamı....

Ümit Yaşar,sık sık intihara kalkışırmış. Hatta şair olan babası onun için bu dizeleri yazmış.
"Bak bu dünya ne güzel,bu sitem ne diye
 Ettim ben adımı sana hediye
 Mutluyum ey oğul,babanım diye
 Çarptırma hicvinle cezaya beni"

Ve yıllar sonra Ümit Yaşar intihar eden oğlu için ;

Pırıl pırıl bir yaz günüydü.
Aydınlıktı, güzeldi dünya.
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi'nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa.
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesi'nden
Bu adam benim oğlumdu.

Gencecikti Vedat,
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu.

" Açarken ufkunda güller alevden "
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesinde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
Bir adam düştü Galata Kulesi'nden
Bu adam benim oğlumdu.

Küçücüktü bir zaman,
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi'nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
" Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat "



Rivayete göre öldükten sonra Vedatın elindeki notta "İntihar öyle edilmez,böyle edilir baba" yazar.


Galata kulesi giriş ücreti, T.C. vatarndaşı için 6 tl, turistler için 12 tl.

13 Mart 2012 Salı

Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan

    Etkileyici,şaşırtıcı zaman zaman rahatsız edici bir kitap,bir anlatım. Yusuf Atılgan daha çok Aylak Adam kitabıyla tanınıyor. En kısa zamanda onuda okuyacağım. Kitap Meb tavsiyeli kitaplar arasında iken sonradan tavsiyeden vazgeçilmiş. Aslında vazgeçilmesi iyi olmuş zira Zebercet'in cinsel hayatı ergenlerin kitabı farklı algılamasına yol açabilir.

Kahramanımızın adı Zebercet. Ürkütücü,korku filmlerinden fırlamış bir isim gibi dursada anlamı yarı değerli yeşil bir taş demekmiş. Kitabın filmide çekilmiş ama ses kalitesi çok kötü olduğu için net üzerinden izleyemedim, tv'de rastlamak ümidiyle. Yazarın anlatımı ilk başta farklı geliyor,bilinç akışı yöntemi kullanılmış. (Karakterin düşünme eylemini olduğu gibi aktarma) Nerede düşünüyor,nerede konuşuyor ilk sayfalarda pek anlaşılmıyor fakat birkaç sayfa sonra anlatıma ayak uyduruyorsunuz. Yazar,bir gün Manisa'da bir otelde kalırken lobi görevlisi Zebercet ve oğlunu görür. Böyle bir adamın hayatı,dünyası nasıldır diye düşünür ve yazmaya karar verir.

Zebercet,sorunlu, insanlarla ilişki kuramayan veya kurmak istemeyen biridir. Bir gün otele elinde bavuluyla bir kadın gelir ve gider. Sonrasında onu bekler bekler ve çoktandır kendine bir son düşündüğü ama bulamadığı sebebi bulduğu için  belki de o güne kadar ertelediği gün gelir çatar.

Kitap ilk başta sorunlu bir insanın yaşadıkları gibi gelse de hakkındaki yorumları okuyunca aslında hiçbir şey anlamadığımı farkettim. Bu tür kitapları anlamak için sıkı bir edebiyat birikimi gerekiyor anlaşılan. Bir yoruma göre; Otelin giriş katı Zebercet'in egosu, 2.kat süper egosu, 1 nolu oda ego ve süper egonun çatışması,3.kat ve tavan arası id. Kaynak

Alakasız bir tavsiye, ekşisözlükradyo

7 Mart 2012 Çarşamba

Adam olmaya çalışan küçük bir çocuktu. Büyük büyük laflar edip,daha birkaç sene önce bitirdiği okula giden öğrenciler için -Onlar daha genç,hevesliler demişti.
İyi eğitim görmüş,şartları iyi bir ailede büyümüş insanların kibri vardı üzerinde. Tepeden bakan,entellektüel,kültürlü bir bakış açısı... Hayat sana güzel diyesim vardı suratının tam ortasına. Ama diyemedim. Sadece farklı hatlardayız diye düşündüm. Aynı masada ...