27 Şubat 2010 Cumartesi

Sana dair hiçbir iz kalmadı hayatımda.Gönderdiğin yüzlerce mesajdan biri bile yok telefonumda,sadece mahkeme günü ve saatini bildiren mesajını saklıyorum o günden sonra onuda sileceğim.Oysaki sil sil bitmezdi mesajların,birini silerken hemen bir yenisi beliriverirdi ekranda.Yine yüzlerce mailinden hiçbiri kalmadı.Önce hepsinin okuyarak silmeyi denedim sonra baktım acı çekiyorum hepsini bir kalemde işaretleyip tümünü sili seçip siliverdim.Özenle çektirdiğimiz resimlerden galiba biryerlerde bıraktım ama onlarada aylardır bakmıyorum,çerçeveli bir resmimiz kaldı hani senin üstünde damatlık bendede gelinlik vardı işte o çerçeveli resmi ters çevirip naylon bir poşete koyup dolabımda göremeyeceğim biryere koydum üstünede pijamalarımı koydum.Elim varmıyor onu kırmaya,galiba resmi içinden çıkarıp çerçevesini başka şekilde değerlendiririm.Şimdi hatırladım aslında o resim aynı zamanda saattide,artık olmayan evimizin salonunda asılıydı.Vakti haber veriyordu bize,tabii o zamanlar geri sayımda olduğumuzu bilemezdik.Bilseydik ne değişirdi ? işte ben de onu bilmiyorum,galiba hiçbirşey değişmezdi.Kadere hangi kul karşı gelmiş ki.Belki bir daha gelinlik giyemem diye yanımdan seni kesip resmimi saklayacağım.Belki de hiç doğmayacak çocuklarıma gösterip,anneniz güzel bir gelin olmuştu derim.Aslında en iyisi senin gibi yapmak biliyorum,ilk sinir anında herşeyi tek tuşla silmek,bütün resimleri yırtmak,kesmek,biçmek çöpe atmak.Sen seversin sinirine alet etmeyi güzel şeyleri.Keşke bende sinirimi alet edip yakıp döksem sonrada affedilmeyi bekleyebilsem.Aramızdaki fark burda yatıyor galiba sen sinirini kullanıyorsun yapmak istediğin şeyler için,bense istemediğim şeyler yapmamak için sinirime hakim oluyorum ama affedemiyorum.

Hiç yorum yok: