13 Aralık 2010 Pazartesi

Başkalarıyla ilişkilerimin duygusal açıdan beni uzun zaman tedirgin etmesine asla izin vermem, kendimi kaptırmam. Tabii ki öfkelendiğim,sinirlendiğim olur. Ama hiç uzun sürmez. Varlığımı başkalarının varlığından açık seçik ayırabilme yeteneğine sahibimdir, onlar bambaşka alanlara aitlermiş gibi. ( Buna bir "yetenek " demeyi yeğliyorum çünkü övünmek istemiyorum ama hiç de kolay değildir aslında.) Bir şey beni tedirgin ettiği veya kızdırdığı zaman, bu nesneyi , beni  birey olarak artık hiç ilgilendirmeyecek bir alana aktarmanın yolunu bulurum. Ve kendime, "İyi, tamam, sinirlendim, öfkelendim, ama nedeni ortadan kalktı artık" derim, onun için bunu daha sonra sağlam kafayla düşünür ve ne yapabileceğimi anlarım. Bu da bana geçici olarak duygularımı frenleme olanağı sağlar. (Zemberek kuşunun güncesi syf,96)

Tam da yapmak istediğim şey ama nasıl ? Bir roman kahramanı için kolay olsa gerek bunu yapması. Hayatın tam içinde, etraf sinir bozucu insan doluyken nasıl uygulayabiliriz ki bu yöntemi ? Hep derim keşke düğmemiz olsa bir tuşa basıp önemsiz insanlarla önemsiz atışmalarımız unutup kafamızda boşuna yer etmelerine izin vermesek. Belki gelecekte bir gün...

Hiç yorum yok: