25 Mart 2010 Perşembe

Ofis insanları

Kızınca ne kadar çirkin oluyorsun.Bana en çirkin halinle en pis bakışını atıyorsun sabahtan beri.Aslında kafanı kaldırıp bakmak istemiyorsun biliyorum.Ama bu dört duvarda benim sana ,seninde bana ihtiyacımız var.Zaman zaman birbirimizi seviyor numarası yapmaya ihtiyacımız oluyor.Ne de olsa ofis insanıyız.Birbirinin arkasından verip veriştiren yüzüne tüm dişlerini gösterip gülümseyen.Gerçi biz daha o ileri seviyelerde değiliz.Yapımız icabıyla o seviyelere ulaşacağımızıda hiç sanmıyorum.İlişkiler böyle parçalanıyor işte yavaş yavaş.Önce kırgınlıklar daha kırgınlık seviyesine ulaşmadan kolayca toparlanıyor.Sonra birikmeye başlıyor ve kolay toparlamak mümkün olmuyor.10 saatin tümünü dolduran konuşmalar giderek azalıyor,kişiler birbirini çekmeye başlıyor.Sanki kendimle ilgili çok şey anlatıyorum duygusuna kapılıyor.Azalan muhabbet,çoğalan birikim.Yavaş yavaş ölmeye başlıyor başlardaki canlı ilişki.Tabii normal arkadaşla iş arkadaşı bir olmuyor.Dedim ya benim sana senin bana ihtiyacımız var.Aynı çatı altında kaldığımız müddetçe zaman zaman birbirimizi seviyor numarası yapacağız üzgünüm.

Hiç yorum yok: