16 Haziran 2014 Pazartesi

Cordoba, İspanya

Sabah otelimizden 10.30 otobüsüne binmek için ayrıldık, otobüse atlayıp Alsa garajına gittik. Bu sefer otobüste küçük bir paket verdiler, daha doğrusu binerken girişten kendiniz alıyorsunuz paketi. Bu otobüs biraz pahalıydı, galiba daha lüks bir sefere denk gelmişiz çünkü tekli koltukta vardı. Paketin içinde ne var acaba diye heyecan yaptık. Su, küçük bir bisküvi ve kulaklık çıktı. Yanına kulaklık almayı unutan arkadaşımız çok sevindi bu duruma zira İspanyollar baya geveze ve bağırarak konuşuyorlar. Kulaklarımızı dış etkilere kapayıp, yolumuza devam ettik. Yol boyunca Resul Dindar dinledim ve keyfim çok yerindeydi. Oturduğum yerde tempo tuttum o kadar yani.  2 buçuk saat sonunda Cordoba'daydık. İstikametimiz Cordoba cami yani mezquitaydı. Garajdan sonra sora sora merkeze geldik, yol çok uzun değil ama elimizde bavullarla yürümek biraz gerginlik yarattı bizde. Daha doğrusu diğer arkadaşlarda :) Neden otobüse binmedik anlamış değilim hala, herhalde yürümek alışkanlık olmuştu. Sonunda merkeze geldik.




Yine araya sora camiyi bulduk.Girişteki görevliye burası mezguita diye mi sorduğumda evet burası Cordoba katedrali dedi ısrarla, anladım ki katedral olarak söylenmesini istiyorlar. 8 € ödeyerek içeri girdik. Şimdiye kadar gördüğüm en hüzünlü mekan oldu benim için. Önce kilise, sonra cami, sonra yine kiliseye çevrilmiş. Ne olduğu belli değil şu anda. Caminin içinde kilise var, dinlerin güç gösterileri arasında kalmış, zavallı, hüzünlü koca bir yer. Girdiğinizde dev sütunların arasında buluyorsunuz kendinizi.  Çeşitli yerlerden getirilmiş 850 adet sütun varmış Katedrale çevrilirken 63 adet sütun kaldırılmış. Kemerleri iki katlı ve sadece buraya özgüymüş.Dünyanın en büyük camisiymiş.






































 Ve cami minareleri her zamanki gibi çan kulesine çevrilmiş.





Bu hüzünlü mekandan ayrılarak şehrin sokaklarına girdik. İstikametimiz Roma köprüsü.




Mayıs olmasına rağmen hava çok sıcaktı, şapkasız çıkmamak lazım. Köprüde yürüyerek karşıya geçtik, biraz dinlenerek geri döndük. Aslında yine yanlış okumuşum elimdeki bilgileri :) Biraz boşa yürümüş olduk, bence boşa değildi tabi sonuçta gezmeye geldik. Geri döndük.


 Almadovar kapısı


İstikametimiz çiçekler sokağı oldu, bir iki sorudan sonra bulduk. Aslında yeri çok kolaymış. Mezguitanın çok yakınında, lokantaların olduğu sokaklarda. Aşağıdaki yapının hemen karşısındaki sokak.


Açıkçası hayal kırıklığı oldu bizim için. Küçük bir sokağa bir iki saksı serpiştirilmiş al sana gezilecek görülecek yer yapılmış. 










Ve karnımızı doyurmaya geldi sıra, yine albondigas.


Ve dönüş yolu, İstikamet Sevilla









18.45 otobüsüne binip 9'a doğru Sevilla'da olmamız lazım. 9'da otelde olmalıyız çünkü 9'dan sonra geç check-in oluyormuş ve 30 € ceza alıyorlar. Koşa koşa garaja gidiyoruz ama otobüs ortada yok, yarım saat geç geliyor ve biz 9'dan sonra otelde oluyoruz.

2 yorum:

Syhn dedi ki...

ispanya ya ispanya.. çok görmek isterimmmm.
kiliseyken camiliğe, camilikten tekrar kiliseye.
nasıl hüzünle gelmez :(
ama o çiçekli yeri nasıl begenmezsin çok güzel görünüyor ^^

emili dedi ki...

beğendim tabii ama insan daha fazlasını bekliyor, birkaç sokak olsaydı daha güzel olurdu.