21 Haziran 2010 Pazartesi

Kalabalığın içinde yapayalnız olmak,köşedeki sandalyenin üstüne sinmek ordan kalkmak istememek.Bir iki kırık cümle,bir kaç yarım ağız gülümseme.Keyifsizliğini yarım ağız saklamaya çalışmak.İçimden bir ses çek git,bir daha arkana bakma diyor.Diğer ses gidince ne olacak,yokluğundan sıkılacağına varlıklarından sıkıl diyor.Ve oturmaya devam ediyorum sandalyede.Sesler dolaşıyor havada,desibel zaman zaman yükseklere çıkıyor.Cümlemsi sesler devam ediyor sürekli.Fotoğraflar çekiliyor sürekli,en güzeli benim böbürlenmeleriyle verilen pozlar.Ve araya sıkışmaya çalışan biri.Sandalyeden kalkıp istemeye istemeye aralarına sıkışan biri.Böbürlenmekten sıkılmış,iddiası olmayan biri.Güzelliğin şans olmadığını çoktan öğrenmiş biri.Ambalaja takılmamaya çalışan biri.

Kalabalık içinde yapayalnız olmak,bağırmak ama duyulmamak.Gerçekten sevildiğini,değer veriildiğini hissedememek,küskün olup barış içindeymiş gibi davranmak.

Hiç yorum yok: