23 Nisan 2010 Cuma

Düğmeli İnsanlar

Dünkü Aşk-ı Memnu'da Bihter sinir krizi geçirince annesiyle bir anlaşma yaptılar.Annesi tamam şimdi eski Bihter ol dedi  ve o an Bihter düğmesine bastı,kalabalığın içine eski haliyle geri döndü.Depresif,kırılgan Bihter gitmiş,yerine kendinden emin,meydan okuyan Bihter gelmişti.Herhalde düğmesi var bunun diye düşünüyor insan.Düğmeye bastın mı acıyı,kederi,üzüntüyü unutup maskeni takıp,cansız manken moduna geçiyorsun.Hayır bu türler sadece dizilerde yok,yanıbaşımızda olanları da var.Benim etrafımda da var böyleleri.Hayran mı kalsam,acısam mı,sarılsam mı karar veremiyorum.Benim gibi en ufak ruh değişikliğini bile mimikleriyle apaçık ortaya koyan birisi için bazı durumlarda özenti yaratıyor bu düğmeli insanlar.Bazen benimde düğmem olsan,kızınca kızmamış gibi olsam,en acılı durumlarda bile iş akışıma zarar gelmese diyorum.Ama bazen de ben bir insanım,duygularım,kalbim var diyorum.İnsan üzüntüsünü ta en dibine gömerek nasıl birşey yokmuş gibi davranabilir ki? Öylesinin ruh sağlığından şüpheleniyorum bazen.
Bir de kendileriyle övünüyorlar,düğmesi olmayanlara kızıyorlar.Efendim insan dertlerini işe yansıtmamalıymış,benimde bir sürü derdim var burada yokmuş gibi davranıyorum.Eve gidince maskemi takıyorum mutluymuşum gibi yapıyorum.Yok artık daha neler,hem düğmeli hem maskeli :)

Onu bunu bilmem de,düğmem olsun isterdim ama daha farklı çalışsın isterdim.Mesela biri canını sıktı,bas düğmene hemen unut o olayı,hayatına devam et.Ne hoş olurdu,gereksiz düşünmekten,can sıkıntısından korunmuş olurdum.Ama yok düğmem,ne yapayım böyle idare etmeye çalışacağım.

Hiç yorum yok: